29 Kasım 2008 Cumartesi

ALKIŞLARIMI ALMAYIN BENDEN

Bugün şirket içi eğitim vardı.Aslında benim İstanbul'da daha önce katıldığım bir eğitimin bizim şirkete uyarlanmış haliydi.Otele vardığımda L.U.lobide eğitmenle oturmuş kahve içiyordu.Rahatsız etmemek için uzaktan başımla selam verip salona geçiyordum ki bana seslendi ve beni eğitmenle tanıştırdı.Süpervizörümüz SMGOON artık Antalyalı oluyor ama..."HINK" ne zamandır bu konudan bahsedilmediği için daha doğrusu ofiste millete anons etme fırsatı olmadığından vazgeçtiğini sanıyordum.Demek ki gözündeki yerim hala aynı diye düşündüm.
Eğitimin verileceği oteli ben ayarladım(nikahımızın yapıldığı oteli seçtim),eğitmenle ilgili bazı düzenlemeler yapmak zorunda kaldım çünkü maalesef organizasyonda bazı eksikler oldu..Daha önceki toplantıdan gözüme çarpan bazı ayrıntıları ekleyerek misafirimizi hoş tutmaya çalıştım.Eğitim çok faydalı,eğlenceli ve en önemlisi kazasız belasız sona erdi.Karşılıklı teşekkürler,tebrikler ve veda zamanı geldi.Akşam olduğu için herkes apar topar araçlara yöneldi,ben Çato'yu bekleyeceğim için en sona kaldım ve milleti uğurladım.Lobiye dönerken arkamdan seslenip yanıma geldi LU(patronun adının baş harfleri-biz kısaca aramızda kullanıyoruz)eliyle omzumu pıt pıtlayarak "Yine beni mahçup etmedin"dedi.İltifat ve veda faslından sonra o arkasını dönüp giderken ben eğitimin de etkisiyle bambaşka yerlere gittim.Lobide yüzümü ,kenarında babamla dans ettiğim havuza dönerek düşüncelere daldım.Tabii dalacağım çünkü belki sadece bana teşekkür etmek istedi ama aslında o beni yetiştiren anneme babama teşekkür etti.Yani aslında ben annemi ve babamı mahçup etmedim bugün.

27 Kasım 2008 Perşembe

BEŞ SENE SONRA KIBRIS HERHALE

Yazmak istediğim çok şey var da elim varmıyor.Biz yine uzaklara yolcuyuz,evimizi sırtımıza alıp gitme vakti geldi.Sıcaklara hem de çok sıcaklara..ANTALYA'ya taşınıyoruz.Konuyu hazmettiğim zaman yazarım....

YAHU BEN NE DEDİM Kİ???

Ben : İyi günler orası Ahmet Bey’in evi mi?
Adam : Hayır ben bu numarayı Telekom’dan aldım.
Ben : Hıı ??????????????????!!!!!

***** ***** *****
Ben : İyi günler Ayşe hanımla görüşecektim.
Kadın : Ev burası ev yok öyle biri
Ben : Nassı yani???????!!!!

***** ***** *****

10 Kasım 2008 Pazartesi

İÇİMDE KALMASIN DİYE...

*Ben biliyordum bir şey çıkmayacağını zaten ama uzmanından duymak rahatlattı.Garanti olsun diye dahiliyenin görmesini istedi , yarın bir de ona gözükelim bakalım….*Az önce babamın(bebek demeye benim dilim varmıyor n’apalım) blogunda (http://eceninbalkonu.vox.com) okuduklarımdan sonra eskilere daldım ve uzunca bir süre yüzeye çıkamadım.Kendi anılarıma ya da özlediklerime takılmadım ben.Onun bu kadar özlemi bunca senedir içinde biriktirip sözlü olarak değil de bir blog sayfasında dökmesine şaştım önce. Sonra şöyle bir düşündüm de hiç ona sormadım ki “şu konuda ne düşünüyorsun” ya da “sen ne hissediyorsun” diye. Aklına bir şeyler getirip hislendiği olurdu elbette ama biz onunla makara yapmaya alışık olduğumuz için hiç ciddi bir sohbet ortamı yaratamadım onu daha iyi anlamak için . Yalnız bir sefer yıllar önce iş için tek başıma Eskişehir’e gittiğimde yemek yerken “hala bana kızgın mısın?”demişti. Çok şaşırdım tabii.Çünkü ben ona ciddi ciddi hiç kızamamıştım.Neydi ona böyle düşündüren diye.”Ne için?”dedim.”Sizi evimizden ayırdığım için” dedi. Kimbilir neler söyledim ya da hissettirdim. Ama onun bunlara dikkat ettiğini bilmiyordum.Gemiyi kurtarmakla o kadar meşgullerdi ki benim neler düşünebileceğimi umursadıklarını bile sanmıyordum.Ne kadar geçinemesem de ablam yanımda yoktu , iflas lafını ağzıma sürmeye utanıyordum ve hiçbirşey olmamış gibi yaşamaya çalışarak arkadaşlarıma utancımdan yalanlar söylüyordum.Alıştığım hayat tamamen değişmek üzereydi ve bunu anlatabileceğim kimse yoktu etrafımda. Ben hayatımı aşk meşk gezme tozmalarla geçirirken kulak misafiri olduğum sıkıntılarımızı “nasıl olsa geçer , bir yolunu bulurlar”diye ciddiye almıyordum. Annem daha fazla yıkılmayayım diye bir gün geri dönebileceğimiz yalanını sık sık söylüyordu . Önceleri annemin uyarılarını dinlemediği için biraz kızgındım tabii sanki her şeyi tek ciddiye alan annemmiş gibi geliyordu. Ben nereden bilecektim ki onun sıkıntılardan kaçma yönteminin de bu olduğunu?Köpeğimizi alıp gezmelere gitmeler,ayaklarını uzatıp horul horul uyumalar… Ama bana bu soruyu sorduğu an balyozu yedim . Belki bana böyle düşündüren aradan geçen zamandı ama HAYIR asla ona kızgın ya da kırgın değildim ve bunu ona da söyledim. İyi ki yapmışız dedim hatta.Sen yoğun bakımlarda yatarken çok şey düşündüm hiç uyanamazsan senden gizlediğim bir şey kalmasın diye içimi dökmek istedim ama o kadar düşünmeme rağmen bulamadım. Sen hayatta belki de hiç kırılmadığım tek insandın,beni asla üzmeyen tek insandın , sevdiğimi bu kadar rahat söyleyebildiğim de tek insandın.Her ne yaşamamıza sebep olduysan kızgın ya da kırgın değilim sadece MUTLU ve GURURLUYUM.

9 Kasım 2008 Pazar

YARIN OLA HAYROLA

*Aman geldi çattı o gün işte..Ne kadar kaçmaya çalışsam da gitmek zorundayım.Böyle olacağını biliyordum.Ne de olsa tipik bir türk gibi hastalık son safhasına gelmeden doktora gitme gereği duymuyorum.O gün geldiğinde de ayaklarım geri geri gidiyor.Ben doktordan iğneden,ilaçtan falan korkmam sadece duyacaklarımdan /duyabileceklerimden korkuyorum.Yani tedavi değil de teşhis korkutuyor.Ya ciddi bir şey söylerse,ya gerçekten önemli bir hastalığım varsa diye.Ne de olsa anamın kızıyım ben elden ayaktan düşmekten,hayıflanmaktan hoşlanmam.Çok nadir hastalanırım ve pek kimse de anlamadan iyileşirim çoğu zaman hasta olduğumu bile anlamazlar.
Ama bu sefer canımdan bezdim önce bitmek bilmeyen sistit şimdi de gece uykularımdan eden sancıdan ağlatan ağrılar.Genelde hep bir teşhisim vardır ama buna bir anlam veremiyorum.Mecburen işin ehline danışmak gerekiyor maalesef.Aslında iki gün önce iş çıkışı kapısına kadar gittim baktım park etmiş ambulans içine hasta yerleştiriyorlar.”Millet nelerle uğraşıyor ben sancı çekiyorum diye doktoru mu meşgul edeceğim”dedim ve evin yolunu tuttum.Tam beş sene sonra ilk defa kendim için doktora gideceğim.Bir tanesinden kaçarken bakalım kaç tanesine gözükmem gerekecek.Canım kardeşim söylemişti bu yaşta kı..ına yatırım yapmazsan ilerde çok çekersin diye..;)
*Yarın öğlen işten kaytarıp yürüyüşe gitmek için de iznimizi kopardım en büyük baştan. Öğlen ATA’ ya SAYGI yürüyüşü var.Yemek aramızda bir saat kaçacağız bizim timle.Asfaltı arşınlamakla saygı olmaz biliyorum ama bu da bir nevi bireysel tatmin.O’nun bizler için yaptıklarının yanında ben bir saat yürümüşüm çok mu?Ele avuca gelir bir faydam olamıyor vatana millete.Tek yapabildiğim büyümekte olan oğluma onu anlatmaya çalışmak.Belki kısa vadede bir şey ifade etmeyecek ama uzun vadede ne olacağı belli olmaz.O da kendi evlatlarına öğretecek hatta belki öğretmen olup ülkesine faydalı çocuklar yetiştirecek.Boşuna dememişler ağaç yaşken eğilir diye.
*Dört ayaklı canlarıma hiçbir faydam dokunmuyor aylardır.Güya işe girersem maddi manevi daha çok şey verebilecektim onlara . Uzaktan seyredip sanal alemde protestolar çekmekten başka bir işe yaramıyorum.En son şirkette balkon camına resmen kafa atarak iniş yapan kanadı yaralı bir güvercine el uzattım İzmir’deki sayılı hayvan hastanelerinden birine telefon açıp durumunu bildirdim sağolsunlar epey uzaktan koşarak geldiler bir güvercin için, gayet şefkatle alıp götürdüler.Gelen adam iyileşir kanadı kırık değil ama ciddi yara almış demişti.Ertesi gün durumunu takip etmek için aradığımda yapacakları bir şey olmadığı için uyuttuklarını öğrendim.Yani daha bir güvercine bile faydam olamıyorken.750 köpek-neredeyse yarısı kadar kediye nasıl faydam dokunsun ki.Ben de hala evimize yakın mesken edinmiş üç şımarık var onlarla haşır neşir oluyorum.Neredeyse her sabah sevişiyoruz üçüyle de.Fırsatım varsa Çato’dan gizli aldığım yemeklerden sütlerden veriyorum.Mesela bir tanesi var kesinlikle tastan bir şey yemez onunkini diğerlerinden uzakta kaldırıma dökeceksin.En küçük olanı kimseye yaklaşmaz hep bir metre kadar mesafe bırakır ama sevdiğini gözlerinden ve durmayan kuyruğundan anlarsın.Siyah olan tam sokak köpeği zaten yemek için ruhunu satar paçalarından tutup çekiştirir.Dönüp giderken daha fazla oynamak istediğini belirtmek için kıçımdan ısırır.Ama ben hepsini çok seviyorum.Bir gün resimlerini çekip koyacağım buraya.
Yatma vakti geldi yarın hareketli birgün olacak.Genelde bu saatlerde sekizinci rüyamı görüyor olurdum.Bugün biraz gecikti çünkü 4-1’lik yenilgiden sonra moral sıfırın altında.Hatta “uyyhhh tıhandım haa…..:)